Binghamton Üniversitesi’nden Doçent Guy German’ın Su ve Kırışıklık İlişkisi Üzerine Çalışması
New York’taki Binghamton Üniversitesi’nde görev yapan biyomedikal mühendisliği doçenti Guy German, yaptığı ilginç deneyle dikkat çekiyor. Alman, üç gönüllü ile gerçekleştirdiği deneyde parmaklarını 30 dakika boyunca suda bekletti ve oluşan kırışık desenleri detaylıca inceledi. Şaşırtıcı bir şekilde, 24 saat sonra aynı deneyi tekrarladıklarında benzer desenlerin belirgin bir şekilde tekrarlandığını gözlemlediler.
Alman, suyun deriye nüfuz ederek şişmesinin ve yüzeyin bükülmesinin bu kırışıklıklara neden olduğunu düşündüğünü itiraf ediyor. Ancak, gerçek durumun farklı olduğunu keşfetti. Temel etken, vücudun istemsiz hareketlerinden sorumlu otonom sinir sistemiydi.
Otonom sinir sistemi; nefes alma, göz kırpması, kalp atışı gibi kontrol edilemeyen fonksiyonların yanı sıra kan damarlarının genişleyip daralmasını da düzenler. Alman’a göre, suyun uzun süre ciltte kalması ter bezlerini açar ve suyun cilt dokusuna nüfuz etmesine yol açar. Bu durumda ciltteki tuz seviyesi düşer.
Sinirler, düşen tuz seviyesini beyne iletir ve otonom sinir sistemi, damarları daraltarak bu duruma yanıt verir. Damarların daralmasıyla cildin hacmi azalır ve yüzeyde kırışık desenler oluşur. Alman, bunu “hacmi azalan ancak yüzeyi aynı kalan bir cisim” olarak tanımlıyor, “Kurutulmuş bir üzümün yüzeyinin kırışması gibi.”
Ayrıca, her seferinde benzer şekilde oluşan kırışıklık desenlerinin nedeni, damarların konumunun sabit kalmasıdır. İlginç bir şekilde, sinir hasarı olan kişilerin parmaklarında bu tür kırışıklıkların oluşmadığı da gözlemlenmiştir. Bu durum, otonom sinir sisteminin süreçteki önemini vurgular niteliktedir.